Geçtiğimiz yıla göre sadece 50 TL artırılan ödenek, bu yıl 1180 TL olarak belirlenmiştir. Ülkemizin bugünkü ekonomik koşullarında Bakanlığın bu miktarı belirlerken, eğitim ve bilim emekçisinin ücret ve gelirindeki küçülmeyi dikkate almadığı görülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 32. maddesine göre hazırlık ödeneği, eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup fiilen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürleri ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil) verilmektedir.
YARDIMCI PERSONEL VE MEMURLARA DA ÖDENMELİDİR!
Yıllardır yalnızca öğretmenlerin yararlanmasına yönelik bir formül olarak uygulanan hazırlık ödeneği sistemi, eğitim sisteminin tüm eksiklerine rağmen yoğun emek harcayan ancak ödenek almayan eğitim çalışanlarına mağduriyet yaşatmakta, harcadıkları emeğin göz ardı edilmesine neden olmaktadır. Bu da hem çalışma ortamlarında huzursuzluk yaratmakta, hem de eğitim ve öğretim hizmetlerinde yetersizliklere yol açmaktadır.
Sadece öğretmenlere ödenmesi nedeniyle eğitim ve bilim çalışanları arasında ayrılık yaratan bu uygulamanın düzeltilerek, hazırlık ödeneğinin yardımcı hizmetler personelinden memuruna, akademisyeninden idari personeline, kadar eğitim ve öğretim alanında çalışan herkese ödenmesi sağlanmalıdır. Unvan sınıflamasına giderek, emek ve fırsat eşitliğini ortadan kaldıran bu uygulama, ayrımcılıktan başka bir şey değildir.
Bugün iyi bir eğitim düzeyinin, işgücüne ve topluma katkısını yeterince anlayamamış olan AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim planlamasında fırsat eşitliğini, mali ve teknik yapılanmayı sağlamalı, verimlilik ve üretkenliğe yansıyacak ekonomik sorunlara ilişkin çözüm üretmelidir.
ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİ ÖDENEĞİ ALAMIYOR!
Öte yandan sayıları AKP iktidarı döneminde hızla artan bazı özel okullarda, vergi kesintisine tabi olmayan ödeneğin, öğretmenlere ya eksik ödendiği ya da ödendikten sonra elden geri alındığı bilinmektedir.
Özel okullarda çalışan arkadaşlarımızın birçoğunun kölelik koşullarında çalıştıkları, emeklerinin göz ardı edildiği, çalışma yaşamından doğan haklarını kullanamadıkları ve en başta sendika hakkını işverenin fiilen kullanılamaz hale getirdiği ortadır. Bakanlık bu sorunlara da mutlaka çözüm üretmelidir.
Biz Eğitim-İş olarak ısrarla Hükümetten ve Bakanlıktan eğitime hazırlık ödeneğinin en az bir maaş tutarında, eğitim ve bilim işkolundaki tüm çalışanlara ayrım yapılmaksızın ödenmesini defalarca talep ettik. Bugün de aynı talebimizi yineliyor ve bugüne kadar salt öğretmenlere sağlanan bu ödeneğin, eğitim ve bilim işkolundaki tüm çalışanlara ödenmesini kapsayacak şekilde düzenlenmesi konusunda Bakanlığı, sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.