Prof. Dr. Özmert Özdemir şu açıklamalarda bulundu ; Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.5 milyon bebek dünyaya gelmekte ve bunların yaklaşık %10’u yani 150 bine yakını prematüre yani 37. gebelik haftasından önce doğmaktadır. Gebelik haftası düştükçe bu bebeklerde gelişebilecek bazı tıbbi sorunlar da o oranda artmakta ve bu tıbbi durumlar bebeklerin yaşamını ömür boyu etkileyebilmektedir. Dünyaya erken merhaba diyen prematüre bebeklerin yaşama daha iyi ve sağlıkla tutunabilmeleri, ileride gelişebilecek sağlık sorunlarının en aza indirilebilmesi için daha gebelikten başlayan çok iyi bir obstetrik bakım ve doğumu takiben bu bebeklerin teknik ekibi, donanımı ve tecrübesi oldukça iyi olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde izlenmesi ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu uzun süreçte prematüre bebeklerimizin hep yanında olan başta anne-babaları olmak üzere tüm sağlık ekibimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu bilinçle 17 Kasım Dünya Prematüre Günü’nü kutlar, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi olarak bebeklerimizin hep yanında olduğumuzu ve bundan sonra da hep olacağımızı belirtiriz
Prof. Dr. Hacer Ergin ise anne sütünün önemini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti ; Anne sütü, taklit edilemeyen mucizevi içeriğiyle her bebek için en uygun ve ekonomik bir besin olup, ilk 6 ay sadece anne sütü, daha sonra 2 yaş ve ötesine kadar tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütü verilmesi, bebeklerin optimal beden ve beyin büyümesini sağlamaktadır. Anne sütünün aynı zamanda kök hücre kaynağı olduğunu vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilen ancak kanser hücrelerine dönüşmeyen kök hücrelerin hasarlanan doku ve organların tamirini sağladığını belirterek anne sütünün önemini bir kez daha vurguladı ve etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür etti.Prematüre çocukların ve ailelerinin de katıldığı etkinlik fotoğraf çekilmesiyle son buldu.