Göz göre göre bu problemi seyretmiştir. Öğrencilerimiz kalabalık sınıflarda eğitim görmüş, eğitimin amaçlanan kazanımlarından yoksun kalmıştır. Öğrencinin sosyal ve akademik başarısı, bu plansız yönetim anlayışı nedeniyle zarar görmektedir.

 

Milli Eğitim Bakanlığı'nı 8 yıldır uyarıyoruz, bu konuda önlemler almasını talep ettik. Bu dayatmanın öğrencilerimizde, velilerimizde ve öğretmenlerimiz de yarattığı travma kısa sürede çözülecek bir problem değildir. En kötüsü, eğitim sistemimiz bu plansız ve dayatmacı anlayışın sonucu olarak her geçen gün yara almaktadır. Türk toplumunun güvenini yitirmektedir. Atatürk'ün gösterdiği çağdaş ve bilimsel hedefler doğrultusunda bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi olmaktan uzaklaşmaktadır.

 

Milli Eğitim Bakanlığı bu kadar plansız olur da Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğü ondan arkaya kalır mı hiç? Bugün önünde olduğumuz bina, yaklaşık bir buçuk yıldır inşaat halinde, yapımı durdurulmuş durumda. Yaklaşık 300 öğrencimiz 2 kilometre ileriye, trafik tehlikesiyle karşı karşıya her gün yol gidip geliyorlar. Bu taşıma işlemi, devlete ve aileye ayrıca maddi yük oluşturuyor. Devletten teşvik üstüne teşvik alan firmalar sorumluluklarını yerine getirmeyerek öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi ve vatandaşlarımızı zor durumda bırakıyorlar. Öğrencilerin ve öğretmenlerimizin eğitim hayatlarını hiçe sayıyorlar, kendi ticari ilişkilerini güvenceye almak için üstlendikleri görevleri yok sayıyorlar.

 

Bürokrasinin insana hizmet etmekten uzak ve hantal yapısıyla bu okulun yapımını durdurdular. İşbaşında bulunan ilgisiz yöneticiler bu duruma müdahale etmeleri gerekirken, çocuklarımızı trafik tehlikesinin içine atıyorlar.

 

Yetkililere buradan bir kez daha sesleniyoruz. Bu inşaatı bir an önce tamamlayın. Öğrenci ve öğretmenlerimizi fiziken yetersiz, eski binalardan kurtarın.

Okullar açılsın, çocuklar ölmesin.