Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan Panel Programına, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilge Can, Bölüm Başkanları, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Panel programına; PAÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik Eğitimi, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve aynı zamanda Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Erdoğan, Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ahu Arıcıoğlu konuşmacı olarak katıldı.
“Kadının Dik Duruş Sembolü Mor Cepken”
Programın açılış konuşmasını PAÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Meral Tanrıöğen yaptı. Konukları selamlayan Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Meral Tanrıöğen, Türkiye’de kadına verilen haklara ilişkin olarak, Yörük kültüründe bir sembol olan ‘mor cepken’in önemini anlattı. ‘Mor Cepken’in, Göçebe Yörük’lüğünün kadınlarına tanıdığı yüce bir hak olduğunu hatırlatan Tanrıöğen: “Yörük kızlarının çeyiz bohçasına önce Mor Cepken konurdu. Mor Cepken evlilikte yeri, zamanı geldiğinde, darda kalan Yörük kadınının erkeğine karşı kullandığı bir boşanma özgürlüğünün simgesiydi. Mor renk ihanete uğramış, aldatılmış, aşkın rengidir. “Mor Çatı” adı oradan gelir. Bizler dünyaya Mor Cepken’i yeterince tanıtabilseydik 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü “Mor Cepken Günü” olarak kutlardık. Bu toprakların kadına verdiği değeri böyle bir sembolle tekrar hatırlatmak istedim. Biz Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak 2008 yılından beri hizmet veriyoruz. Sorunlarınızın çözümü için bize ulaşabilirsiniz” dedi.
Flört Şiddeti Nedir?
Panel programında ilk konuşmayı, PAÜ Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç Dr. Ahu Arıcıoğlu yaptı. Flört şiddetine örnek teşkil eden cümle örnekleri ile sunumuna başlayan Doç. Dr. Arıcıoğlu, flört şiddeti denen şeyin aslında bir tek
şey değil birçok türü olduğunu ifade etti. Çok sayıda gencin, yaşıtı olan arkadaşı tarafından şiddete maruz kaldığı halde çoğunlukla yaşadıklarını anlamakta, anlamlandırmakta ve şiddetin belirtilerini tanımakta zorluk çektiğini ifade eden Doç Dr. Arıcıoğlu bir ilişkide karşılıklılık varsa o iyi bir ilişkidir aksi takdirde sağlıksız bir ilişki söz konusudur. Flört şiddetinin kesinlikle korkutucu ve kafa karıştırıcı bir deneyim olduğunun altını çizen Doç. Dr. Arıcıoğlu, örnek cümlelerde flört şiddetinin ne olduğunu ve nasıl biçimlerde karşımıza çıkabildiğini ve ilişkinin güvenli olduğunun nasıl anlaşılabileceğine dair bilgiler verdi.
Flört Şiddetinin Diğer Yüzleri
Panelin ikinci konuşması Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı tarafından gerçekleştirildi. Prof. Dr. Şahin Baltacı, flört şiddetinin bir tarafın diğer taraf üzerinde egemenlik kurmak ve güç kazanmak için uyguladığı, karşı tarafı korkutmayı, sindirmeyi ve bağımlı hale getirmeyi amaçlayan kontrolcü, müdahaleci, kısıtlayıcı, aşağılayıcı, zarar verici ve yaralayıcı davranışların bütünü olduğunun altını çizerek sözlerine başladı. Flört şiddetine yönelik yapılan araştırmalardan elde edilen bulguları ve şiddete maruz kalanların istatistiksel oranlarını paylaşan Prof. Dr. Şahin Baltacı, flört şiddet türlerinin: fiziksel, cinsel, psikolojik, duygusal, sosyal ve dijital olmak üzere çok çeşitli alt başlıklarda ele almanın mümkün olduğunu ifade etti. Flört şiddetinin 14-30 yaş aralığında sıklıkla görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı Flört şiddetinin gelecekte aile şiddetinin habercisi olabileceğinden bu tür bilgilendirmelerin önemine değindi. Şiddete maruz kalanların, etiketlenme, yargılanma kaygısı olmadan sosyal destek almak için yardım arayışında olması, içgüdülerine güvenmesi, güvende olduğundan emin olarak resmi mercilere başvurması son derece önemlidir. Gerçek sevginin olduğu yerde şiddet yoktur” diyerek konuşmasını bitirdi.
Güçlü Bireyler Olalım
Panelin son konuşmasını Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Erdoğan yaptı. Prof. Dr. Erdoğan, flört şiddetinin bireyse boyutunun yanı sıra toplumsal boyutunu ele alan bir sunum gerçekleştirdi. “Eşitsizliklerin temeline bakıldığında toplumsal cinsiyet rollerinin etken olduğu görülmektedir diyen Prof. Dr. Erdoğan konuşmasında şu bilgileri aktardı: “Toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğe toplumsal roller açısından belirlenmiş bazı görev ve sorumluluklar dayatıyor. Oysaki içine doğulan kültürel değerlerin getirdiği rol paylaşımları, sonradan edinilen özelliklerdir. Kadın erkek ayrımcılığının halen ailelerde ve toplumda
sürdürüldüğü gözlemlenmektedir. Eşitlikçi anlayışına sahip olmayan toplumlarda flört şiddeti kaçınılmazdır. Güçlü birey olursanız her alanda toplumsal cinsiyet tutumlarının etkilerinden korunabilir ve bu sayede şiddetsiz, güvenli, eşit ilişkiler kurabilirsin.
Panel programı katılımcılardan gelen soruların cevaplanması ile sona erdi.