Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Milletin Efendisi' diye tanımladığı köylülere AKP iktidarında bir akıllı telefonun bile çok görüldüğünü iddia eden Bülent Nuri Çavuşoğlu, "Çiftçilerimiz borç yükü altında eziliyor. Traktörlerine, dede yadigarı tarlalarına haciz geliyor. Telefonunu borçla alan çiftçinin tarımsal üretimi de borçla yapıp her şeye rağmen üretime devam etmeye çalışıyor. Yeme gelen zamlarla işin içinden çıkamayan besiciler, karşılayamadıkları maliyetler nedeniyle hayvanını kesime götürüyorlar. Ürettikleri ürünleri maliyetinin altında satmaya çalışan çiftçiler, soğan ve patates fiyatları artınca 'terörist' ilan ediliyor ama elde kalan ürünleri için hükümet bir adım bile atmıyor" dedi.
Döviz fiyatlarının yükselmesiyle birlikte zirai ilaç ve güre fiyatlarının anormal bir şekilde yükseldiğini ancak döviz düşerken bu fiyatların nedense bir türlü düşmediğini belirten Çavuşoğlu, "Dolar 8.5 TL’yken, tonu 2 bin 500 TL olan gübrenin, doların 7.3 TL’ye indiğinde bile fiyatı artarak 3 bin TL’ye kadar çıktı. Bir yılda gübre fiyatları ortalama yüzde 74 arttı. Köylü fiyat artışına yetişemediği için ya gübre atmayacak ya da gübreyi kısacak. Bu durumda azalan üretim nedeniyle hem gıda fiyatları hem de ithalat artacak. İlçe ziyaretlerimizde görüştüğümüz çiftçilerimiz artan girdi maliyetlerine yetişemediklerini söylüyorlar. Çiftçinin gübre fiyatlarına müdahale edilmesi ve gübre başta olmak üzere tarım desteklerinin artırılması, köylünün kullandığı mazottan ÖTV’nin kaldırılması talepleri Mahir Ünal ve partisi AKP’nin tarım bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından nedense bir türlü duyulmuyor" ifadelerini kullandı.
İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde tarım sektörünün önemine vurgu yapan Çavuşoğlu, "19 yıllık Saray Hükümeti, özellikle 'Tek Adam Rejimi' ile beraber tarımsal üretimin zayıflatılması, çiftçilerin tarımdan uzaklaşmasına ya da çiftçilerin üretime devam edebilmek için borçlanmasına neden olurken, tarımsal emeği değersizleştiren ve güvencesiz çalışma biçimine hapseden endüstriyel üretiminden güç alan şirket tarımı, çiftçiliği itibarsızlaştırmış, tarımsal üretimde ağırlaşan çalışma koşullarına karşılık, elde edilen gelir geçimlik düzeyinden uzaklaştırmıştır. Bu sektörlerin başında stratejik öneme sahip Tarım ve Gıda sektörü gelmektedir. Her ülkenin kendi iç tüketimini karşılayacak ve üretimini kalıcı bir şekilde arttıracak önlemleri alması gerektiği bu salgın ile bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu kritik dönemde Cumhuriyet Halk Partisi, halk sağlığını tehdit edecek ve ülke ekonomisini krize sürükleyecek bir potansiyel taşıyan COVID-19 salgınına ve buna benzer muhtemel durumlara karşı tarım ve gıda sektöründe gerekli tedbir ve önlemlerin alınması yönünde acil eylem planı önerileri hazırlamıştır” dedi.
BU ACİL TARIM EYLEM PLANI ÖNERİLERİMİZ;
Desteklemeler, Tarım Kanunu’na göre tam olarak belirlenmeli (Gayrisafi Milli Hasılanın yüzde 1’inden az olamaz hükmüne göre), bu hesapla ortaya çıkacak ilave destekleme ödemelerinin yapılacağı tarihler açıklanmalı ve bu tarihlere uyulmalıdır.
Çiftçilerin üzerindeki bireysel krediler, Ziraat Bankası ve Tarım kredi borçları tamamen silinmelidir.
BAĞ-KUR prim borçları olan çiftçilerimizin bu borçları silinmelidir.
Üretimde bulunan çiftçilere bu süreçte ücretsiz doğalgaz, elektrik ve su sağlanmalıdır.
Tarım ve hayvancılıkta kullanılan elektrik borçları ile tarımsal sulama borçları faizsiz olarak salgın sonuna kadar ertelenmeli, icra takipleri durdurulmalıdır.
Üreticinin borçlarından dolayı uygulanan su ve elektrik kesintileri sona erdirilmelidir.
COVID-19 salgını nedeniyle mazot, gübre, ilaç gibi ithal ürünlerdeki fiyat artışları gözetilerek yeni destek paketleri organize edilmelidir.
Bu süreçte yaşanacak nakit sıkıntısı için üretici çiftçilere kredi desteği verilmeli, çiftçinin kullandığı mazotun KDV ve ÖTV’si kaldırılmalıdır.
Gübre destekleri arttırılmalı, tohum ve zirai ilaç temininde üreticiye daha fazla destek sağlanmalıdır.
Hazineye ait tarım arazisini kiralayan çiftçilerden 1 yıl kira alınmamalıdır.
Belediyeye ait tarım alanlarını kiralayan çiftçilerden bir yıl süreyle kira alınmamalı ve varsa diğer tarım alanları da üretime açılacak şekilde düzenlenmelidir.
Geliri düşük olan veya geliri olmayan orman köylülerine her ay nakdi sosyal yardım desteği sağlanmalıdır.
KOBİ’lere sağlanan faizsiz ve 5 yıl geri ödemesiz kredi olanakları çiftçilere de sunulmalıdır.
