'' ZEKİ MÜREN ŞİİRİMİ OKUYUNCA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM ''

'' Helicon dağında yaşasa bu kadar eser veremezdi. Bestelenmiş şiirlerine bakınca gerçekten inanılmaz bir insan.'' Ekşisözlük'te bir takipçisi böyle yazmış. "Beraber yürüdük biz bu yollarda", "Devlerin aşkı büyük olur", "Bana herşey seni hatırlatıyor, "Ben adam olmam", "Gülü susuz seni aşksız bırakmam", "Fırtınalar koparsa kopsun", ''Kutupta yaz gibi'', ''Üzülme'', ''Rüyalarda buluşuruz''gibi unutulmaz parçaların altında hep aynı imza var. Aşkın Tuna...

RÖPORTAJ - 2017-02-03 17:36:12

                   ' ZEKİ MÜREN ŞİİRİMİ OKUYUNCA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM ''
   

       '' Helicon dağında yaşasa bu kadar eser veremezdi. Bestelenmiş şiirlerine bakınca gerçekten inanılmaz bir insan.'' Ekşisözlük'te bir takipçisi böyle yazmış. "Beraber yürüdük biz bu yollarda", "Devlerin aşkı büyük olur", "Bana herşey seni hatırlatıyor, "Ben adam olmam", "Gülü susuz seni aşksız bırakmam", "Fırtınalar koparsa kopsun", ''Kutupta yaz gibi'', ''Üzülme'', ''Rüyalarda buluşuruz''gibi unutulmaz parçaların altında hep aynı imza var. Aşkın Tuna... Duygulara şahitlik ederek, duyguları yaşayarak kaleme alan birsöz yazarı. Şimdiye kadar yüzlerce şarkı sözü yazmış.  Dalında bir çok ödül kazanmış. Hala üretmeye, yazmaya devam ediyor. O,
bir Sarayköylü. Evet ünlü söz yazarı Aşkın Tuna aslen Sarayköy'ün Beylerbeyi Mahallesi'nden. Ailesi yıllar önce İstanbul'a taşınmış.
Halen Beylerbeyi'nde bir çok akrabası var. Fırsat buldukça köyünü ziyarete gelmeye çalışıyor. Kendisiyle defalarca kez telefonda 
konuştuk. Sarayköy'e geldiğinde buluşmak üzere sözleştik, fakat yoğunluğundan dolayı bunu gerçekleştiremedik. Böyle olunca da 
telefon ve mail vasıtasıyla röportajımızı tamamladık. İşte sanat dünyasının ünlü şarkı sözü yazarı Aşkın Tuna ve söyledikleri...

                                    '' ŞİİR YAZMAYA ÇOCUK YAŞTA BAŞLADIM''
    HHT: Ülke çapında bir söz yazarısınız ama yine de sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım. Aşkın Tuna kimdir ?
    AT: 1957 yılında İstanbul’da doğdum. Gazi Üniversitesi Yüksek Teknik Öğretmen Okulu'nu bitirdim.  Fakat okulunu okuduğum halde, bu işi hiç yapmadım. Gururla söyleyebilirim ki atalarım Sarayköy'ün Beylerbeyi Köyü'ndendir. Gerçi şimdi mahalle oldu, Beylerbeyi 
mahallesi diyebiliriz. Dediğim gibi büyüklerim Sarayköy'den İstanbul'a taşınmışlar. Ben de İstanbul'da doğmuşum. Burada evlendim ve 17 yaşında bir oğlum var. Şunu da belirteyim, halen çok sayıda akrabam Beylerbeyi Mahallesi'nde yaşamaktadır.
  HHT: Sanat hayatınıza geçmeden hemen sorayım.. Nasıl bir çocukluktu sizin ki?
  AT: Şimdiki neslin aksine bizler sobalı evlerde büyüyen, radyo proğramları dinleyen, mahallede top peşinde koşan, çember çeviren, misket ve gazoz kapağı oynayan, telden araba yapıp süren çocuklardık. Biz bu şekilde büyüdük. Eminim şimdi bunların pek çoğunun ismini bile çocuklar bilmiyordur.
   HHT: Öncelikle şunu merak ediyorum. Şair misiniz? Söz yazarı mı?
   AT: İkisi de diyebilirim, çünkü serbest şiirlerimin de olduğu iki kitabım bulunmaktadır.
   HHT: Şiir yazmaya ne zaman başladınız peki ?
   AT:  Aslında epey zamandır yazarım. Yıllar önce doğum günümde annem elinde bir kutu, yanıma geldi. Kutunun içinde çocuk yaşlarda yazdığım şiirler vardı. Al, bunlar senin küçükken yazdığın şiirler. Niye artık şarkı sözü yazmıyorsun diyerek soruyla karışık tavsiyede bulundu. 1975 senesinde Ankara'da Teknik Öğretmen Okulu'nda okuyorum. Tam da Türkiye'nin en karışık dönemleri. Gittim bestekar ve Ankara Radyo Sanatçısı Erol Sayan'ı buldum. Erol Sayan'la görüşmek istiyorum dediğimde, kim arıyor dediler, ben şarkı sözü yazıyorum, adım Aşkın Tuna dedim. Adamcağız geldi yanıma, tabii ki beni tanımıyor. Ben, şarkı sözü yazıyorum deyince adamcağız, güldü. 18 yaşında biri karşısına geçmiş, söz yazıyorum diyor. Baktı şiirlerime, sen dedi şarkı sözü yazmıyorsun.
Şarkı sözünün kuralları olur. Hece, vezne kullanmak zorundasın, duraklarına uymak zorundasın. Biraz üzüldüm, fakat yılmadım. Erol Sayan'ı ziyaret etmeye ısrarla devam ettim. İkinci defa yanına gittiğimde bakın dedim, istediklerinizi yaptım. Oluyor galiba ama biraz daha çalışmalısın dedi. 

                                  '' BİR ALBÜMDE OKUNAN İLK ŞİİRİM ÖDÜL ALDI ''                                                          

 HHT: Sizi bayağı terletmiş anlaşılan..
 AT: Evet öyle oldu biraz. Üçüncü kez gittiğimde ise benden bir tane şiir aldı. Ben bunu besteleyeceğim dedi. Yıllar sonra şunu anladım aslında bestelemek için almamıştı o şiiri, benim moralim bozulmasın diye almıştı. Aynı zamanlarda  Fetih Karamahmutoğlu ile de tanıştım. Fetih Karamahmutoğlu ''Hiç bir şeyde gözüm yok'' adlı eserin bestecisiydi. Moda Kız Sanat Enstitüsü'nde edebiyat öğretmeniydi. Fetih hoca, edebiyat öğrencisiymişim gibi bana zengin kafiyeler öğretmeye başladı. 1978 yılında benim ilk şarkım bestelendi. ''Sen bende ki her şeysin'' beste Fetih Karamahmutoğlu, söz Aşkın Tuna. Bir albümde okunan ilk şarkı sözümse, Emel Sayın’ın seslendirdiği “Böyle Kutlanırmış Hep Ayrılıklar” isimli eserdir. Üstelik bu şarkı 1985 yılında Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği “ Yılın En İyi 10 Şarkısı” yarışmasında ödüle layık görülmüştür. O tarihten bu yana; Türk Sanat Müziği, Fantezi ve Pop türünde
 şarkı sözü yazmaktayım.  Hem de söz yazdığı şarkıları en çok kliplenen şarkı sözü yazarıyım. 
 HHT: Yaklaşık kaç şiiriniz oldu ?
 AT: 1500 civarında şarkı sözüm bulunmakta, bunun yanında  300'ün üzerinde serbest şiirim vardır.
 HHT: Bunların kaç tanesine beste yapıldı acaba ?
 AT: Şarkı sözü olarak yazdığım şiirlerin hemen hemen hepsinin bestelendiğini söyleyebilirim.                            HHT: Müthiş bir rakamdan bahsediyorsunuz. Ailenizde sizden başka sanatla uğraşan var mıydı?
 AT: Profosyenel anlamda yok.
 HHT: Hangi duygularla şiir yazıyorsunuz? Hüzünlüyken, sevinçliyken, çoşkuluyken gibi..
 AT: Biz şairler algıları açık insanlarızdır. Ne zaman, neden etkileneceğimiz hiç belli olmaz. Onun için şiirlerimizde konular ve duygular çeşitlilik gösterir. 
 
                                                  '' EN SEVDİĞİM ŞİİR DEVLERİN AŞKI ''
 

HHT: Hep merak ederim. Şairlerin şiir yazarken belli bir zaman dilimi var mıdır? Mesela gece mi, gündüz mü yazarsınız? Bahar aylarında daha mı çok ilham gelir ?
 AT: Hayır öyle bir genellemem yok, hem de hiç yok. Duygunun ne zaman geleceği hiç belli olur mu ? Üstelik size bir sır vereyim. Ben en güzel şiirlerimin çoğunu kalabalık ortamlarda yazdım.                                                  

HHT: Kişiye özel şiirler yazdınız mı? Mesela eşinize filan..                                                                                 AT: Harika bir soru sordunuz. Tabii ki çok kişiye özel şiir yazdım. Hatta ilk para kazandığım şiir bir gezi turu sahibinin kız arkadaşı için yazdığım akrostiş şiirdir. Eşim için yazdığım şiirler de elbette vardır, hatta çevremde yaşayan bir çok insanın yaşadıkları da şiirlerime konu olmuştur. 
 HHT: Moda bir soru sorayım hemen. Hiç şiir konusunda tükenmişlik yaşadığınız bir dönem oldu mu?
 AT: Yani tükenmişlik demeyelim de, kendimi dinlenmeye, nadasa aldığım zamanlar olmuştur.
HHT:  Lütfen sizden net bir cevap alayım. En sevdiğiniz şiirleriniz, şarkı sözleriniz hangileridir ?
AT: İnsan evlatları arasında zor ayırım yapar ama illaki bir tane söyle derseniz, '’Devlerin Aşkı Büyük Olur’’ diyebilirim.                                                                                                                                                  HHT: Oooo. Süper. Demek bu şarkının sözü de size ait. Pek çok kişi bu şarkıyı söyledi ama ben en çok Seden Gürel yorumunu severim. Peki Aşkın Bey. Hiç, bir beste üzerine sipariş şiir yazdınız mı ?
AT:  Evet en az yüz tane yazmışımdır. En önemlisi de Ebru Gündeş'in seslendirdiği '' Fırtınalar’’ adlı eser gibime geliyor.
  
                                              '' TELİF HAKLARI KANAYAN YARAMIZ ''
 HHT: Telif hakkı alıyor musunuz? 
 AT: Tabii ki alıyorum ama telif hakları ben gibi bu işlerin içinde olanlar için kanayan bir yaradır.
 HHT: Başka bir işle de uğraşıyor musunuz ?
 AT: Türkiye'de telif hakları tam anlamıyla oturmadığı için tabii ki başka uğraşlarımız oluyor. Bazen sahne çalışması, bazen de radyo programları gibi işlere katılıyoruz. Şiir dinletilerimiz de oluyor.
HHT: Eski, yeni farketmez. Hangi şairleri beğeniyorsunuz ?
AT: Nazım Hikmet, Atilla İlhan, Orhan Veli Kanık, Ümit Yaşar Oğuzcan, Can Yücel, Cemal Süreyya en başta sayacağım isimler olacaktır.
HHT: Evet. Bu şairlerin hiç biri şu an hayatta değil, ama onlar ölümsüzdür. Ben de bu şairleri deyim yerindeyse tek geçerim. Hemen şu soruya geçeyim. Sanat dünyasından en iyi dostlarınız kimlerdir ?
 AT: Net olarak söyleyeyim. Sanat dünyasında gerçek dost bulmak çok zordur.
   
                                                         '' DELİ BİR AŞKIN HÜSRANLA BİTEN HİKAYESİ ''
 HHT: Peki, var mı peki aklınıza gelen önemli bir anınız..
 AT: Çok uzun yıllardır sanat dünyasındayım. O kadar çok anı biriktirdim ki, hangisini anlatayım bilmem. Ama şu anımı hiç unutamam. Daha yenice sözlerim plaklara girmeye başladığı zamanlardaki bir  ''Kutupta Yaz Gibi Özledim Seni'' şiirimin Zeki Müren'in albümüne gireceğini öğrendiğimde duygulanıp hüngür hüngür ağlamam benim için önemli bir olaydır. 
HHT: Evet, o şarkıyı iyi biliyorum. Hatta sonra Baha'nın çıkış şarkısı olmuştu. Ama Zeki Müren'in yorumu bir başkadır. Gelelim sizin en popüler şarkı sözünüze.. '' Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda ''.. Sonrasında ise siyasi mitinglerin en çok söylenen şarkısı oldu.Sayın Tayyip Erdoğan mitinglerin kapanışını hep bu şarkıyla yaptı. Bu şarkıyı nasıl bir duyguyla yazmıştınız ?
AT: Hiç unutmam sene 1986. Bu sözler o zaman yaşadığım deli bir aşkın hüsranla biten hikayesini anlatır. 
HHT: Bu şarkı dolayısıyla hiç Tayyip Erdoğan'la biraraya geldiniz mi? Geldiyseniz neler hissettiniz ?
AT: Tanıştığımızda kendisi başbakandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyla tanışmak, tabii ki heyecan verici bir mutluluktu.                                                                                                                                                 HHT: Sanat alanında kendinize göre zirve yaptığınız, en mutlu olduğunuz an ne zamandır ?
AT: Sizi zirveye halk taşır. Onların sevgisini hissettiğim zaman, kendimi hep zirvede hissettim. İnşallah o sevgiye hep layık olmaya devam ederim.
HHT: Şair olunur mu? Doğulur mu?
AT: Şair olunmaz doğulur. Ondan kendimi bildim bileli şiir yazıyorum.
HHT: Neden İstanbul? Bir cümleyle...
AT: İstanbul öyle bir sevdadır ki, burada yaşayanlar hem kalabalığından şikayet eder, hem de İstanbul'dan ayrılamaz.

                                           

                         '' SANAT MÜZİĞİ DERNEĞİ KURULMASINA ÖNCÜLÜK EDERİM ''
   

HHT: Sarayköy'e ve Beylerbeyi'ne sık gelir misiniz ? Geldiğinizde neler hissedersiniz ?
AT: Ben babamın sağlığında, onunla bir kere gelmiştim. O zaman yüksek okul birinci sınıftaydım. Pek hatırlamıyorum neler hissettiğimi. Ama geçen kasım ayında bir geldim ki, Denizli insanının o güler yüzü, o sıcak kanlılığı beni çok etkiledi. O zaman anladım ki insan bazı güzellikleri yaşamak için bazen geç kalıyor, biliyorum ki o uzak kaldığım yılların acısını çıkartacağım. Çünkü o günden sonra üç kere daha Denizli’ye geldim ve o güzel insanlarla bulunmanın mutluluğuna erdim.                                                                                                      HHT: İstanbul'da oturan Sarayköylülerle diyaloğunuz var mı ?
 AT: Dediğim gibi ben bazı şeylerde gecikmiş bir hemşerinizim.
 HHT: Sarayköy'de sanatla ilgili nasıl bir katkıda bulunmak istersiniz ?
 AT: Sarayköy’ün çok değerli bir belediye başkanı var. Ahmet Necati Özbaş ilçesini o kadar çok seviyor ki, her alanda olduğu gibi sanat alanında da çok hizmetleri olacaktır o güzel ilçeye. Kendisinin istediği her konuda yanında olurum. Ama mesela bir Türk Sanat Müziği derneği kurulmasında öncülük yapmak isterim.
HHT: Sayın Aşkın Tuna sorularıma verdiğiniz içten yanıtlar dolayısıyla teşekkür ederim. Üretmeye devam.. 
AT:  Ben de bu güzel röpörtaj için teşekkür eder, tüm hemşerilerime sevgi ve saygılarımı sunarım… 

                                                                                                                     ototoklar@gmail.com

 

 

 

 

 

Günün Diğer Haberleri