DENİZLİ’DE SEFALET ZAMMINI KABUL ETMEYEN SAĞLIK EMEKÇİLERİ İŞ BIRAKTI!

DENİZLİ’DE SEFALET ZAMMINI KABUL ETMEYEN SAĞLIK EMEKÇİLERİ İŞ BIRAKTI!

Genel Sağlık-İş Sendikası Denizli Şube Başkanı Kazım Boyacıoğlu Yaptığı Basın Açıklamasında Şunları Söyledi. Bugün bu meydana ilk çıkışımız değil, görünen o ki son da olmayacak. Siyasi iktidar sahiplerinin 21 yıldır sistemli bir şekilde kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmesini bu meydanlardan birçok kez dile getirdik ancak onlar sesimizi duymamakta ısrar ettiler. Bugün yine sözün bittiği yerde, meydanlarda, eylemdeyiz.

- - Kategorilenmemiş - 2023-07-07 14:21:00

Genel Sağlık-İş Sendikası Denizli Şube Başkanı Kazım Boyacıoğlu Yaptığı Basın Açıklamasında Şunları Söyledi.

Bugün bu meydana ilk çıkışımız değil, görünen o ki son da olmayacak. Siyasi iktidar sahiplerinin 21 yıldır sistemli bir şekilde kamu emekçilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm etmesini bu meydanlardan birçok kez dile getirdik ancak onlar sesimizi duymamakta ısrar ettiler. Bugün yine sözün bittiği yerde, meydanlarda, eylemdeyiz.

Bin 150 odalı sarayı devletin itibarı olarak görenlere, halkı aç yatarken yandaşlarına halkın kaynaklarını akıtan kifayetsiz muhterislere, kendilerini bu ülkenin sahibi sanarak, 21 yılda yerleştirdikleri sadaka kültürünü normalmiş gibi sunanlara, bu meydanlardan bir kez daha sesleniyoruz. Devletin itibarı, halkın refah seviyesi ile kamu çalışanlarının emeğine verilen değer ile ölçülür. Eğer gerçekten devletin itibarını düşünüyorsanız, memurları yoksulluğa mahkum edemezsiniz. Kamu emekçilerinin yoksul olduğu bir ülkede refahtan da itibardan da bahsedilemez. Fakir kitlelerin daha da fakirleştirilmesi yolunda atılan her adım, “Türkiye Yüzyılı” diye parlatmaya çalıştığınız kişisel ikbal hırsınızın tabutuna çakılan bir çivi olarak yankı bulacaktır. Ülkenin bu kötü ekonomik durumu içerisinde mücadelemiz, sadece ve sadece yoksulluk sınırı üzerindeki tek kalem maaş içindir. Yönetemediğiniz ekonominin faturasını biz memurlara kesemezsiniz.

Türkiye'nin yüz yılı kandırmacası ile yeni bir döneme girildiği görüntüsünü veren siyasi iktidar, önceki icraatlarını aratmayacak şekilde karanlıktaki kamu emekçilerini zifiri karanlığa gömmüştür. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulan memur maaş artışı önerisi, memurların açlık, yoksulluk ve sefalete mahkumiyeti için atılan

tehlikeli bir adımıdır. Tehlikelidir, çünkü toplumsal barışı tehdit etmektedir. Tehlikelidir çünkü yandaşlara aktarılan mali kaynakların büyüklüğü ortadayken, devleti temsil eden memura sadaka anlamına gelmektedir. 2002 yılından bu yana iktidara sahip olanlar, her zam döneminde yandaş basının “memura müjde” başlıkları eşliğinde milleti harap ve bitap düşürmeye devam etmiştir, etmeye de devam etmektedir. Gerçek enflasyon rakamlarının çok altında olan artışlarla memurun alım gücünü adeta kasıtlı ve maksatlı olarak her yıl azaltmıştır.

Büyük şehirlerde kiralarını ödemek için maaşlarının tamamını vermek zorunda kalan kamu emekçileri için, maaşlarıyla yaşam maliyetlerini karşılamak artık imkansızdır. İnsan sağlığı gibi hayati bir iş yapan sağlık çalışanları, aldığı maaşlarla geçinemediği için daha fazla nöbet tutmaya mecbur bırakılmaktadır.

Siyasi iktidar ve onun yandaşlığı dışında hiçbir faaliyeti bulunmayan sözde yetkili sendika yüzünden kamu emekçisi, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılındaki alım gücünün çok gerisinde kalmıştır. Bugün daha dün aldığımız yumurtadan daha az alıyoruz, ekmekten daha az alıyoruz, sütten, etten bugün daha az alıyoruz. “Büyük Türkiye”, “Türkiye Yüzyılı” gibi laf oyunlarıyla kitlelere “cambaza bak” oynatan iktidar sahipleri, bugün kamu emekçisini daha fakir hale getirmiştir.

 

Siyasi iktidar, bununla da yetinmemektedir. Bu iktidar sahipleri, mimarı ve uygulayıcısı oldukları bu zifiri karanlık tablonun devamını sağlamak için ellerinden geleni yapmaktadır. Konfor alanını genişletmek, kamu emekçilerini sesini çıkartamayan ücretli kölelere dönüştürmek amacıyla kamu sendikacılığına getirdiği % 2 barajıyla yandaş sendikalara yandaşlık primi vererek, kamu emekçilerini satın alıp memurları susturmaya çalışmaktadır. Ancak biz susmayacağız, sesimizi de kısamayacaksınız. Sefalet zammınıza boyun eğmeyeceğiz. Emeğimizin hakkı için direndik direnmeye de devam edeceğiz.

Sendikamız Genel Sağlık-İş çatısı altında örgütlenen binlerce sağlık emekçisiyle birlikte haksızlıklar karşısında alanlarda olmaya devam edeceğiz, haklı sesimizi tüm yurttaşlara duyurmak için haykırmaya, eylemler yapmaya, kamu emekçisinin yanında olması gereken bir

sendikanın ne yapması gerekiyorsa, onu yapmaya devam edeceğiz. Hakkımızı alıncaya kadar meydanlarda olacağız. Rüzgârın karşıdan estiği zamanlarda burada olduğumuz gibi, hesap döndüğü zaman da tam burada olacağız.

Bugün tüm bunları söylemek, sağlık emekçilerinin haklı taleplerini dile getirmek amacıyla acil sağlık hizmetlerini aksatmayacak şekilde tüm Türkiye genelinde bir gün süreyle iş bıraktık. Genel Sağlık İş olarak, sağlık emekçilerinin insan onuruna yaraşır yaşam ve çalışma koşullarına kavuşmaları için her zaman her meşru alanda mücadele etmeye devam edeceğiz.

Yaşasın emek mücadelemiz!

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!

Yaşasın Genel Sağlık İş!

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER
google-site-verification: googlec87be216b4da8e4b.html
denizli haber